DOĞANŞEHİR//SUÇATI KÖYÜ WEB SİTESİ
SAYFALAR  
  ANA SAYFA
  KÖYÜMÜZÜN RESİMLERi
  KÖYÜMÜZÜN GENÇLERİ
  KÖY HALKI
  DÜĞÜNLERDEN KARELER
  KAYBETTİKLERİMİZ
  DOĞANŞEHİR KAYMAKAMI CEVDET ATAY KÖYÜMÜZÜ ZİYARET ETTİ
  SİTEYİ HAZIRLAYAN
  ORGANİK TARIM
  MUHTARIMIZ
  LİNKLER
  ANKETLER
  ZİYARETÇİ DEFTERİ
  BİLGİ EDİNME(İLETİŞİM)
Bugün 9 ziyaretçi (12 klik) kişi burdaydı!
ORGANİK TARIM
  • "Organik tarım" nedir?
    Ürün yetiştirilmesi, toplanması, hasat, kesim, işleme, tasnif, ambalajlama, etiketleme, muhafaza, depolama, taşıma ile ürünün tüketiciye ulaşmasına kadar olan diğer işlemlerde, kimyasal madde veya tarım ilacı kullanılmadan yapılan tarım "organik tarım" olarak tanımlanır.

    Tüm işlemler, yeterliği onaylanmış kurum ve kuruluşlar tarafından; kontrol ve sertifikasyon kuruluşlarının, laboratuvarların ulusal ve uluslararası kabul görmüş teknik kriterlere göre değerlendirilmesi, yeterliğinin onaylanmasını ve düzenli aralıklarla denetlenmesi söz konusudur.

    ETO Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği'nin web sitesinde yapılan tanıma göre; "ekolojik tarım, tarımsal üretimde yanlış uygulamalar sonucu bozulan doğal dengeyi korumayı amaçlayan alternatif bir üretim yöntemidir. Bu yöntemde sentetik gübre, ilaç, büyüme maddeleri ve genetik yapısı modifiye edilmiş organizmalar (GMO) kullanılmadan verim ve kalite sürekliliği sağlanır."


    1 Aralık 2004 yılında kabul edilen 5262 sayılı Organik Tarım Kanunu'na göre, "organik" kelimesi "ekolojik" ve "biyolojik" kelimeleriyle eşdeğer anlamı ifade eder.


    Organik üretim yapılacak arazinin; geleneksel üretim yapılan bölgelerden, işlek anayollardan, ağır sanayi tesislerinden, maden işletmelerinden kentsel atıkların toplu olarak bırakıldığı alanlardan, kirletici atıklar içeren akarsu ve yeraltı sularından etkilenmeyecek bir mesafede olması gerekir. Bu mesafeler kontrol kuruluşu tarafından belirlenir.


    ETO Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği'nin web sitesinde yapılan tanıma göre;

    Ekolojik Tarımın Temel İlkeleri
    - Doğal çevre ile uyumlu üretim,
    - Çiftlik veya yerel kaynakların kullanımına dayanan kendine yeterli kapalı bir sistemin oluşturulması,
    - Nihai ürün yerine tüm üretim sürecinin kontrol edilip ürünün sertifikalandırılması,

    Bitkisel Üretimde;
    - Gerektiğinde ve uygun yöntemlerle toprak işleme,
    - Topraktaki organik madde ve verimliliğinin korunması,
    - Kimyasal gübre yerine toprak verimliliğinin ekim nöbeti, yeşil ve organik gübrelerle sağlaması,
    - Dayanıklı, sağlıklı tohum ve bitki çeşitlerinin seçimi,
    - Uygun ekim-dikim yöntemleri ve zamanı,
    - Bitki direncinin arttırılması, hastalık ve zararlılara karşı gerektiğinde kültürel ve biyolojik yöntemler ile organik kökenli prepatların kullanımı,
    - Yabancı ot kontrolünde ekim nöbeti, bitkilerinin morfolojik özellikleri gibi yöntemlerin ele alınıp gerektiğinde mekanik yöntemlerin kullanımı,
    - Ekolojik yöntemlere uygun hasat, depolama ve dağıtım,
    - Ekolojik işletme esasları,

    Hayvansal Üretimde
    - Sağlıklı hayvan yetiştiriciliği,
    - Hayvan barınaklarında uygun yaşam koşulları,
    - İşletmede yemlerin üretilmesi ve organik yemlerden yararlanma,
    - Damızlık ve ırk seçiminde ekolojik uygunluk.


    Organik tarımda, sentetik kimyasal maddelerin (örn. genelde gübreler, ot ilaçları, bitki koruma ürünleri, insektisitler ve pestisitler) kullanımı yasaklanmıştır. Bitkiler öncelikle hastalıklara dirençli türlerin seçilmesi ve uygun toprak işleme metotları vasıtasıyla korunmaktadır. Bunlar:

    - ürün rotasyonu, örn. aynı arazide ardışık olarak aynı ürün yetiştirilemez. Bu metodun temelini oluşturan mantık, parazitler gelişemez ve bitki besinleri aşırı tüketilmez.

    - sıra çalıları ve ağaçların dikilmesi, sadece peyzajı daha hoş yapmaz, aynı zamanda parazitlerin doğal predatörleri için barınak sağlar ve komşu alanlardan gelen kirlilik maddelerine karşı fiziksel bir bariyer oluşturur.

    - ara ürün yetiştirme, örn. bir ürün diğerlerinin parazitleri tarafından seviliyorsa, farklı ürünlerin paralel işlenmesi.

    Organik tarım, iyi-bozunmuş gübre ve organik kompostlar (örn. çimen vb.) ve yeşil gübre gibi doğal gübreleri kullanır. Örn. bu amaç için dikilmiş yonca ve hardal gibi bitkilerin toprağa karıştırılması.

    Bitkileri hastalık ve zararlılardan korumak gerektiğinde, bitkisel, hayvansal veya mineral orijinli doğal maddeler kullanılır, örn. bitki ekstraktları, faydalı predatörler, kaya unu veya toprak yapısını ve kimyasal kompozisyonunu ıslah eden ve bitkileri kriptogamik saldırıdan koruyan doğal mineral maddeler.

    Organik toprak işleme teknikleri çiftlikte doğal dengeyi düzenler. Bununla beraber, parazit saldırısı veya diğer zıt faktörler meydana gelebilir, operatör sadece AB Yönetmeliği ("pozitif liste" diye adlandırılır) tarafından izin verildiği açıkça ifade edilmiş doğal orijinli maddeleri kullanmak zorundadır.
  • "Organik", "ekolojik", "biyolojik" kelimeleri aynı anlama mı geliyor?
  • Organik Tarımın yapıldığı arazilerin özellikleri nelerdir
  • Organik tarımın temel ilkeleri nelerdir?
  • Organik tarımda bitkiler nasıl korunuyor?
  • SUÇATI  
     

    Bu sayfada dakika saniye misafirim oldunuz .....

    <
    Duyuru Panosu
    KÖYÜMÜZE GİRİŞ YOLLARI YAPILIYOR EMEĞİ GEÇEN HERKESE TEŞEKKÜR EDİYORUZ GEÇTE OLSA YAPILMASI SEVİNDİRDİ BİZLERİ
    duyuru 2
    Duyuru Panosu
    DEĞERLİ KÖYLÜLERİMİZ BİR ÇOK KÖY KÖYLERİNİ TANITMAK AMAÇLI ŞENLİK V.B ETKİNLİKLER DÜZENLEMEK TEDİR BİZDE KÖYÜMÜZÜ TANITMAK AMAÇLI NELER YAPABİLİRİZ GÖRÜŞLERİNİZİ BEKLİYORUZ.
    radyo
    http://www.facebook.com/search/?q=p%C4%B1nar+yumrukaya&init=quick#!/video/video.php?v=1317863661200&ref=mf
     
    KAYISI FİYAT LİSTESİ  
      ÜRÜN FİYATI

    Extra Kuru Kayısı 3,6 TL -3,8 TL

    1.Kalite Kuru Kayısı 3,5 TL - 3,6 TL

    2.Kalite Kuru Kayısı 3,3 TL - 3,45 TL

    3.Kalite Kuru Kayısı 3 TL - 3,3 TL

    1.Kalite Iskarta Kayısı 2,2 TL - 2,4 TL

    2.Kalite Iskarta Kayısı 1,8 TL - 2,2 TL

    Gün kurusu Kayısı 3,5 TL - 3,8 TL

    Kabuklu Tatlı Çekirdek 50 Kr -70 Kr
     
    ATATÜRK DİYOR Kİ  
     
    Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklâle timsal olmuş bir milletiz.

    Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.


    Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben milletimin en büyük ve ecdadımın en değerli mirası olan bağımsızlık aşkı ile dolu bir adamım. Çocukluğumdan bugüne kadar ailevî, hususî ve resmî hayatımın her safhasını yakından bilenler bu aşkım malumdur. Bence bir millete şerefin, haysiyetin, namusun ve insanlığın vücut ve beka bulabilmesi mutlaka o milletin özgürlük ve bağımsızlığına sahip olmasıyla kaimdir. Ben şahsen bu saydığım vasıflara, çok ehemmiyet veririm. Ve bu vasıfların kendimde mevcut olduğunu iddia edebilmek için milletimin de aynı vasıfları taşımasını esas şart bilirim. Ben yaşabilmek için mutlaka bağımsız bir milletin evladı kalmalıyım. Bu sebeple milli bağımsızlık bence bir hayat meselesidir. Millet ve memleketin menfaatleri icap ettirirse, insanlığı teşkil eden milletlerden her biriyle medeniyet icabı olan dostluk ve siyaset münasebetlerini büyük bir hassasiyetle takdir ederim. Ancak, benim milletimi esir etmek isteyen herhangi bir milletin, bu arzusundan vazgeçinceye kadar, amansız düşmanıyım.


    Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.


    Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre saygı duyarız.


    Egemenlik kayıtsız ve şartsız milletindir.


    Gerçi bize milliyetçi derler. Ama, biz öyle milliyetçileriz ki, işbirliği eden bütün milletlere hürmet ve riayet ederiz. Onların milliyetlerinin bütün icaplarını tanırız. Bizim milliyetçiliğimiz herhalde hodbince ve mağrurca bir milliyetçilik değildir.


    Bilelim ki milli benliğini bilmeyen milletler başka milletlere yem olurlar.


    Milli mücadelelere şahsî hırs değil, milli ideal, milli onur sebep olmuştur.


    Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.


    Milli his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin milli ve zengin olması, milli hissin gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir. Yeter ki, bu dil şuurla işlensin. Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.

    Bir dinin tabiî olması için akla, fenne, ilme ve mantığa uygun olması lazımdır.

    Her fert istediğini düşünmek, istediğine inanmak, kendine mahsus siyasi bir fikre sahip olmak, seçtiği bir dinin icaplarını yapmak veya yapmamak hak ve hürriyetine sahiptir. Kimsenin fikrine ve vicdanına hakim olunamaz.

    Türk Milletinin istidadı ve kesin kararı medeniyet yolunda, durmadan, yılmadan ilerlemektir.

    Medeni olmayan insanlar, medeni olanların ayakları altında kalmaya mahkumdurlar.

    Büyük dinimiz çalışmayanın insanlıkla hiç ilgisi olmadığını bildiriyor. Bazı kimseler çağdaş olmayı kâfir olmak sayıyorlar. Asıl küfür onların bu zannıdır. Bu yanlış tefsiri yapanların maksadı İslâmların kâfirlere esir olmasını istemek değil de nedir? Her sarıklıyı hoca sanmayın, hoca olmak sarıkla değil, dimağladır.

    Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır.

    Medeniyetin emir ve talep ettiğini yapmak insan olmak için yeterlidir.

    Biz dünya medeniyeti ailesi içinde bulunuyoruz. Medeniyetin bütün icaplarını tatbik edeceğiz.

    Bizim devlet idaresinde takip ettiğimiz prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz.

    Milletimiz her güçlük ve zorluk karşısında, durmadan ilerlemekte ve yükselmektedir. Büyük Türk Milletinin bu yoldaki hızını, her vasıtayla arttırmaya çalışmak, bizim hepimizin en kutlu vazifemizdir.

    İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan mürekkeptir. Kabil midir ki, bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünlüğü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki, bir cismin yarısı toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça öteki kısmı göklere yükselebilsin?

    Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.

    Anaların bugünkü evlatlarına vereceği terbiye eski devirlerdeki gibi basit değildir. Bugünün anaları için gerekli vasıfları taşıyan evlat yetiştirmek, evlatlarını bugünkü hayat için faal bir uzuv haline koymak pek çok yüksek vasıflar taşımalarına bağlıdır. Onun için kadınlarımız, hattâ erkeklerimizden çok aydın, daha çok feyizli, daha fazla bilgili olmaya mecburdurlar; eğer hakikaten milletin anası olmak istiyorlarsa.

    Ben icap ettiği zaman en büyük hediyem olmak üzere, Türk Milletine canımı vereceğim.

    Gençler cesaretimizi takviye ve idame eden sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık ve medeniyetin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız. Yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz.

    Yüksek Türk! Senin için yüksekliğin hududu yoktur. İşte parola budur.

    Benim naçiz vücudum nasıl olsa bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ebediyen yaşayacaktır.

    Sizler, yani yeni Türkiye'nin genç evlatları! Yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz... Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar. Türk Gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir.

    Biz cahil dediğimiz zaman, mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir. Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okumak bilmeyenlerden de hakikati gören gerçek alimler çıkabilir.

    Müsbet bilimlerin temellerine dayanan, güzel sanatları seven, fikir terbiyesinde olduğu kadar beden terbiyesinde de kabiliyeti artmış ve yükselmiş olan erdemli, kudretli bir nesil yetiştirmek ana siyasetimizin açık dileğidir.

    Mualimler! Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakâr öğretmenleri ve eğiticileri, sizler yetiştireceksiniz. Ve yeni nesil sizin eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti, sizin maharetiniz ve fedakârlığınız derecesiyle mütenasip bulunacaktır.

    Milleti kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden yoksun bir millet, henüz millet namını almak istidadını keşfetmemiştir.

    Dünyanın her tarafından öğretmenler insan topluluğunun en fedakâr ve muhterem unsurlarıdır.

    Okul sayesinde, okulun vereceği ilim ve fen sayesindedir ki, Türk milleti, Türk sanatı, Türk iktisadiyatı, Türk şiir ve edebiyatı bütün güzellikleriyle gelişir.

    Türkiye'nin asıl sahibi ve efendisi, gerçek üretici olan köylüdür. O halde, herkesten daha çok refah, saadet ve servete müstahak ve layık olan köylüdür. Onun için, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin iktisadi siyaseti bu aslî gayeye erişmek maksadını güder.

    Ekonomik kalkınma, Türkiye'nin hür, müstakil, daima daha kuvvetli, daima daha refahlı Türkiye idealinin belkemiğidir.



     
    Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
    Ücretsiz kaydol